Modelleme, render, ışık ve fotoğrafçılık hakkında…

Özellikle sosyal medyada beni takip eden, ekleyen, yazan bir çok arkadaşımın hazırladıkları projelerin sonucunda aldıkları render kalitesinin nasıl daha gerçekçi olacağı konusunda sıkıntıları olduğunu görüyorum. Zamanında bu soruyu ben de sorduğumda aldığım cevap “fotoğrafçılık öğren” şeklinde oluyordu. Öğrendin mi derseniz, dünden iyiyim, ama yarından kötüyüm. Zira her yeni çalışmada, her projeye eklediğim ışıkta bile render sonucu bana yeni şeyler öğretebiliyor.

Modellemeden başlayıp, render ile biten süreçte fotoğrafçılık bilgisinin ne işe yaradığını biraz anlatayım sizlere.

antalya-mimari-projeBir fotoğraf çektiğinizde sonuç olarak alacağınız dikdörtgen alana hangi hataların sığdığını biliyor musunuz?

  • Chromatic Abberation : Renk sapması
  • Vignetting : Köşe kararması
  • Soft Glare : Keskin olmayan parlamalar
  • Light Rays : Işığı belirten ışın hatları
  • Reflecting Glare : Yansımadan dolayı oluşan parlamalar
  • Bloom : Buğulanma
  • Lens Flare : Işığın mercekte oluşturduğu halka şeklinde renkler
  • Glare Burnout : Parlama ve yansımaların renkte farklılıklar oluşturması
  • Ghost Glare : Karede olmayan cisimlerden oluşabilen parlama ve yansımalar
  • Depth of Field (DOF) : Alan derinliği
  • Motion Blur : Hareket izi
  • Lens Distortion : Kamerada bulunan lensteki orantısız büyütmenin neden olabileceği bir bozulma
  • Lens Errors : Lenste bulunan çizikler, kir, parmak izi ve benzeri hatalar.
  • Color Grading / Color Correction : Renk ayarlama ve renk düzeltme
  • Bir de bunların yanına eski tür filmde basılan fotoğraflarda kullanılan filmlere haiz karakteristik bozulmaları da ekleyebiliriz.

Peki siz standart ayarlarla render aldığınızda bu hataların hangisi sonuçta yer alacaktır?
a) Bir kaçı b) Yarısı c) Çok azı d) Hepsi e) Hiçbiri

Cevap “e” şıkkı olacaktır. Bu hataların “hiçbiri” render ile alınan dijital görsellerde yer almazlar. Zira bilgisayar çalışma mantığı itibariyle simetri ve hatasızlık üzerine kurulu bir sistemdir. Oysa doğa güzelliği ve gerçekçiliği hatalar, yıpranmalar ve simetriden uzak bir yapı ile sağlar. Ormanlarda gördüğünüz ağaçlar ne simetriktir, ne de eşit aralıklarla kök salarlar. Kayaları gerçekçı yapan rüzgarın ve suyun aşındırmasıdır. Bu tür durumlar ise bilgisayarlar için hatadır.

İşin daha fazla felsefesine girmeden kısaca şunu belirtmekte fayda var. İnsan gözü için gerçekçiliği sağlamanın temel yolu bu hataları, deformasyonları render çalışmalarınıza eklemekten geçer.

Post-production denen işlemler üretim sonrası rötuşların yapılmasını ifade ederler. Bir çok kişinin bu işlemleri HDR efekti ile geçiştirdiğini görünce post production işlemlerinin amacından uzaklaştıklarını da görüyoruz.

Açık konuşmak gerekirse post production görsel çalışmayı istenen gerçeklik boyutuna yaklaştırmayı hedefler. Bu işlemler de gece için ayrı, gündüz için ayrı, yağmurlu hava için ayrı, iç mekan için ayrı, dış mekan için ayrı işlemler olabilmektedir. Dahası aynı ortamda iki ayrı render çalışması için farklı işlemleri kullanmanız gerekebilir. Yani bu işin yaratıcılık kısmını konuşturmanız gereken alanlardan birisi burasıdır. Gerçekçiliğe yakınlaşmak içinse render çalışmasının, o çektiğiniz fotoğraftaki hatalardan bir veya birkaçına sahip olması temel hamlelerdendir. Kirlenme, yıpranma ve simetriden uzaklaşma gibi hatalar, ışığın yansımasında oluşan farklılıklar gibi yukarıda saydığım maddeleri kullana kullana zaman içinde çalışmalarınızda gerçeklik algısını oluşturmanız mümkün olacaktır.

İşte 3 boyutlu modelleme ve render işlemlerinizde, ışık ve fotoğrafçılık bilgileri bu sebeplerden dolayı işinize yarayacaktır.

    Leave Your Comment Here

    This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.