Küllerinden doğan Hiroşima…

1945 yılının, 6 Ağustos günü, Japonya, İkinci Dünya Savaşı ve sonrasında insanlık tarihinin bir daha görmek istemeyeceği bir katliam ile yüzyüze gelmişti. Hiroşima ve Nagazaki şehirlerine atılan nükleer bombalar, en az 129 bin kişinin ölümüne yol açmış, ardından da nesiller boyu sürecek hastalıklara neden olmuştu. İşte tam da bu yıkım üstünden 70 sene geçmişken, gelin Japonların bu enkazın altından nasıl tekrar ayağa kalktıklarını ufak bir hikaye ile anlatayım.

tsuboi_sunaoSunao Tsuboi, 1945 yılında yirmili yaşlarında bir mühendislik öğrencisiydi. İki kardeşi savaşta ölmüş olmasına rağmen Tsuboi, ülkesi için savaş uçakları tasarlayan bir ekipte görev almak için cepheye gönderilmemişti. Zira o dönemde mühendislik gibi teknik dallarda eğitim görenler cepheye gönderilmek yerine, silah üretimine katkıda bulunmak adına çalışıyorlardı. Hiroşima, nükleer bomba ile tanışmak üzereyken Tsuboi okula doğru yürümekteydi. Şehir merkezinde, bombanın hedefi olan “sıfır noktası” ile arasında sadece bir kaç kilometre vardı, güneşli bir yaz günüydü, ve insanlık “cehennem” kavramı ile tanışmak üzereydi.

Tsuboi, ilk patlama anında ölen 100bin kişiye göre şanslı sayılırdı, zira biraz daha yakında olsa, patlama anında sıfır noktasından 1 kilometre mesafedeki her canlı ölüm ile tanışmak üzereydi. Patlamanın etkisi o denli kötüydü ki, 60 yıldan fazla süre Japonyada görev alan Amerikalı yetkililer, patlamadan bir kaç gün sonra çekilen görüntüleri yıllarca kamuoyundan saklamak zorunda kaldılar.

Patlama sonrası Tsuboi, yanarak yok olmuş kıyafetleri ve vücudundaki kritik yanıklara rağmen, şehir sınırlarına doğru olan bir tedavi merkezinin kapısında kendinden geçene kadar koştu. Kendi sözleri ile “her yer, sokaklar, nehir, binalar, yaralılar ile doluydu.” İşte bu denli büyük bir facianın ardından şehrin tekrar düzenlenmesi durumunu düşünmek gerek.

Yaklaşık 6 kilometre karelik bir alanda bulunan cesetlerin toplanması, yakılması, enkazın temizlenmesi ve bir şehrin yeniden inşa edilmesi gibi bir konuyu gözünüzde canlandırıp, planlamayı deneyin. Bırakın işin vicdani yönünü, hesap kitap kısmı bile inanılmaz zor bir iş. Hiroşima şehri de, 4 sene gibi bir sürede, ayağa kalkmaya başladı. Hiroshima belediye başkanlarından Tadatoshi Akiba, bomba atılmadan önce şehire yeni bir beyzbol stadyumunun inşaatının planlanmakta olduğunu, ancak bomba sonrasında, limanlardan, sosyal tesislere kadar bir çok şehir unsurunun yeniden inşa edilmesi gerektiği gerçeğiyle karşı karşıya kaldıklarını söyler.

Günümüzde Hiroşima, yaklaşık 1.5 milyon kişilik bir nüfusa sahip, ve tarih bilgisi olmayan birisi için “bu felaketi yaşamış olabileceğini” hatırlatmayan bir çehreye sahip. Yıkım sonrası Japon hükümeti şehrin yeniden inşası için bütçeden destek verip, çalışma koşullarında işçiye ve işverene kolaylıklar sağlayınca, Hiroşima küllerinden doğmayı başarmış. Mimar Kenzo Tange tarafından tasarlanan Peace Memorial Park, 1954 yılında tamamlanmış. Parkın merkezindeki Barış Müzesi, nükleer savaşın etkilerini, ve zararlarını anlatma görevini üstlenmiş.

Tsuboi’nin hayatına gelince; bombardımandan 4-5 sene sonra sevdiği kadının ailesi, nükleer bombanın etkilerinden çekindikleri için, kızlarının onunla evlenmesine izin vermemişler. Sevgilisi ile intihar etmeyi denemişler, ama olmamış. Sonunda aile ikna olmuş. Üç çocukları ve yedi torunları olmuş. Halen yaşayan bu görgü tanığı, “olan herşeye rağmen, mutlu bir hayat sürdüğünü” söylüyor.

    Leave Your Comment Here

    This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.